HOŞGÖRÜ...
Belediye
otobüs sürücüsü ehliyetsiz
Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
İzmir’de, 16 Haziran 2010 tarihinde
şehir içinde bir kaza(!) meydana geldi.
Bir belediye otobüsü, yolun karşısına
geçmekte olan bir baba-kıza çarptı ve
ölümlerine sebep oldu.
Bütün kurallara uyulmuş ve her şey
usulüne uygun olsaydı bu hadiseye “kaza”
denilebilirdi.
18.06.2010 www.anamurunsesi.com yazdı.
_________________________________________________________________________
Belediye
otobüs sürücüsü ehliyetsiz
Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
İzmir’de, 16 Haziran 2010 tarihinde
şehir içinde bir kaza(!) meydana geldi.
Bir belediye otobüsü, yolun karşısına
geçmekte olan bir baba-kıza çarptı ve
ölümlerine sebep oldu.
Bütün kurallara uyulmuş ve her şey
usulüne uygun olsaydı bu hadiseye
“kaza”
denilebilirdi.
Lâkin olay yerine gelen trafik ekibinin
yaptığı incelemede öyle olmadığı
anlaşıldığı gibi, hadise, kulaklarımıza
inanamayacağımız gerçekleri de ortaya
çıkardı.
En evvel ve her şeyden evvel, koskoca
belediye otobüsünü kullanan sürücünün
ehliyeti yokmuş, daha doğrusu
usulsüzmüş!
Söz konusu şoför; 2008’de özel aracını
alkollü olarak kullanırken yakalanmış ve
ehliyetine 6 aylığına el konulmuş. O 6
ay müddetince belediye aracını kullanmış
mı? Meçhul!
Sonra… Ocak 2010’da, yine özel aracını
alkollü olarak kullanırken yakalanmış ve
bu sefer tam 2 seneliğine ehliyetine el
konulmuş. Bu vaziyette göre, söz konusu
sürücü ehliyetine en erken Ocak 2012’de
kavuşabilecektir. Fakat baba-kıza
çarptığı saat bir de bakıyorlar ki
sürücünün ehliyeti cebinde!
Garip, acayip, tuhaf!
Böyle bir şey nasıl olabilir?
Şöyle olmuş: Bu yılın Ocak ayında,
alkollüyken ehliyetine el konulan
sürücü;
“ehliyetimi kaybettim” diyerek
trafik şubeye müracaat ediyor ve
kendisine yeni bir ehliyet almayı
başarıyor(!). Tabii yeni ehliyeti cebine
koyup belediye otobüsünü sürmeye devam
ediyor.
Aklımıza gelen ilk soru şu; ehliyetine
el konulan sürücü,
“kaybettim” diye yenisini
çıkartabiliyorsa,
“ehliyete el koymanın” ne anlamı
kaldı?
*
* *
Bu
haberi yayınlayan EGE Televizyonu şu
ayrıntıları da veriyor: 7 Mart 2010’da,
Büyükşehir Belediyesi; Trafik Şubeye,
sürücülerinin listesini göndererek,
“içlerinde araç
kullanmaya engel bir durumu olan var
mı?” diye soruyor.
Trafik Şube, 14 Mart’ta, Belediyeye
yazdığı yazıda,
“inceleme yapılabilmesi için sürücülerin
TC kimlik numaralarının gönderilmesini”
istiyor.
Belediye, sürücülerin TC kimlik
numaralarını gönderiyor. Ama ne zaman
biliyor musunuz? Tam 3 ay sonra, 07
Haziran 2010’da!
Bu kadar hayatî bir konuda,
duyduklarımıza inanmakta güçlük
çekiyoruz. Peki, bu olanlara ne isim
vermek gerekir?
Bizim aklımıza tek kelime geliyor;
“laçkalık!”
Şu gözlemimizi de okuyucularla ve
yetkililerle paylaşalım… İzmir’de,
bilhassa kenar semtlere hizmet veren
bazı belediye otobüsü sürücülerinde, bir
“kamu görevlisi”ne
yakışan tavır ve hareketi göremiyoruz.
Bunlardan bazıları, sanki hizmet için
değil de lütuf için otobüslerin
direksiyonuna geçiyorlar! Yolculara
azarlayan bakışlar fırlatıyorlar.
Biz şahit olduğumuz aksaklıkları daima
ilgililere iletiyoruz. Fakat bu
çarpıklıkları,
“testi kırılmadan”, ilgililerin
kendilerinin görmesi gerekmez mi?
Yetkililere şunu hatırlatalım: Bizim
vatandaş şikâyetçi olmaz. Size şikâyet
ulaşıyorsa, o ancak olması gerekenin
yüzde 1’idir. Haddizatında aksaklık o
denli fazladır.
* * *
Laçkalık, yukarıda yazdığımız kadarla mı
sınırlı?
Devlette ve kamu kurumu niteliğindeki
kadrolarda, işinin ehli olmayan, yani
“ehliyetsiz”
kim bilir ne kadar kişi icra-i faaliyet
etmektedir?
Meselâ; bundan birkaç ay önce, sadece
İstanbul’da, çocuklarımızı emanet
ettiğimiz okul kantinlerinde ve
öğrencileri okullara taşıyan servis
araçlarında, oralarda görevlendirilmesi
sakıncalı yüzlerce kişi tespit
edilmişti.
Sonuç ne oldu?
“Milli Eğitim”
açıklarsa öğreneceğiz!
* * *
Sözün
Sultanlarından
H a k i k i
E v
Yaşarken misafirsin o han gibi evlerde,
Senin olacak evin tam bir metre derinde.
Dünya evi bir otel mezardır kendi evin.
Bunu böyle bellersen işte o zaman sevin...
20.07.2002
Halil Müftüoğlu
İsmail Hakkı CENGİZ
hacengiz@gmail.com
__________________________________________________________________
İSMAİL
HAKKI CENGİZ'İN SİTEMİZDE DAHA ÖNCE
YAYIMLANAN YAZILARI :
-
-Bilgilenirsen,
ilgilenirsin; ilgilenirsen de tepki
gösterirsin
-
-Şu
İşsizliğin canına okuyacağız
-
-Batı’ya giden gemide Doğu’ya koşanlar
-
-Karpuuuuzzzz,
kesmece
-
-Çevreniz ne âlemde?
-
-İyi ki
Polat var
-
-12
Eylül’de erken seçim mümkün mü?
-
-400
Dükkân, 3 müşteri
-
-İşsizlik,
yoksulluk eskiden de vardı
-
-İsrail’in avukatlığı
-
-HAYAT UCUZLADI
-
-YOĞUN
ANALİZ, KARARLI BAŞARI
-
-İŞSİZLİK
ÇÖZÜLDÜ GİTTİ
-
-BİZ NEDEN GÖREMİYORUZ?
-
-OPERASYONLAR
DEVAM EDECEK Mİ?
-
-AZİZ
NESİN BUNLARI DA SÖYLEDİ
-
-ÖZGÜRLEŞTİK,
GELİŞTİK, ZENGİNLEŞTİK
-
-AİLE
ÇATIRDIYOR MU?
-
-TÜRK
MİLLETİNİN YUMRUĞU
-
-BU GİRİŞİM ÇOK ÖNEMLİ
-
-İŞSİZLİK
KONUSUNDA BAŞBAKANLA AYNI DÜŞÜNÜYORUZ
-
-PİLOTLU
HÜRRİYET, İYOTLU DEMOKRASİ
-
-MÜNAZARA,
SULU ŞAKA, MANZARA
-
-VAN,
MOĞOLİSTAN, KIRGIZİSTAN
|
KÖŞE YAZILARI BÖLÜMÜ DEFA OKUNMUŞTUR
__________________________________________________________
"Anamur'un ve
Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek
Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ
|