ANAMUR'UN SESİ
"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek Sesi..."
arama   site haritası
 

 

ÇINAR ARIKAN
Özgeçmiş
Yörük Göçü ve Hakkında
          - Basında Yörük Göçü
          - Eleştiri Yazıları
                 - Anamur Ekspres
                 - Yeni Dönem
                 - Merhaba
          - Röportaj
Eserler-Yazılar-Sunular
Resimler ve İletişim

 

BASINDA YÖRÜK GÖÇÜ


MERHABA GAZETESİ


 

YÖRÜK GÖÇÜ
 

Akdeniz yöresinin kibar insanı eğitimci Çınar Arıkan'ın mesleğine uygun güzel bir eseri var. "Yörük Göçü Hikâyeleri" Yörüklerin göçleri esnasında yaşanan hikâyelerin bir kitapta toplandığı "Yörük Göçü Hikâyeleri" kitabı Çınar hocanın eşi Fatma Arıkan'a ithaf ettiği bir eseri. Çınar Arıkan Konya Mili Eğitim Müdürlüğü'nde Müfettiş olarak görev yapan bir eğitimci. Kitabında yer verdiği hikâyeleri ise bir biriden güzel ve ilginç. Ben birisini size aktarayım. Diğerlerini siz kitaptan okursunuz.
 

ŞIH ÖMER
 

Malazgirt Zaferi ile Müslüman Türk milletine açılan Anadolu kapıları, mert ve yiğit insanları bağrına basıyordu. Ancak Anamur'un da içinde olduğu kıyı şeridi korsanların hâkimiyetinde idi. Selçuklu Hükümdarına kıyı şeridinde korsanların yöre halkını haraca bağladığı, zulümler yaptığı konusunda birçok şikâyet gelmişti. Hem denizlere inmek, hem de yöre halkını korsanların zulmünden kurtarmak için bir fetih yapılması kaçınılmazdı.

 

Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat, en güvendiği komutanı Mübezeddin Ertakuş Bey'i görevlendirmek için Konya'ya çağırır ve şöyle seslenir:
 

"Tez elden hazırlıklarını tamamla Kıyı şeridinin alınması için seni bu işe memur ettim. Haydi, git, gazan mübarek ola." Emri duyan Ertokuş Bey bütün hazırlıklarını tamamlayarak ordusuyla birlikte konaklaya konaklaya önce Karaman'a, sonra Mut'a ve ardından da Gülnar'ın Şıh Ömer köyüne gelir.
 

Köye adını veren Şıh Ömer orduyu misafir eder ve kendi pişirdiği yemeklerle ikramlarda bulunur. Yemeklerin kazanda bitmemesi üzerine bunda bir hikmet olduğunu sezen Ertokuş Bey, Şıh Ömer'e görevini anlatır ve kendisinin de fethe katılmasını rica eder. Şıh Ömer'den "Siz önden gidin ben size yetişirim" cevabı alınca ordusuyla yola koyulur.
 

Aradan zaman geçmesine rağmen Şıh Ömer'in gelmemesi üzerine "Acaba bana yalan mı söyledi" diye de düşünmekten kendisini alamaz.
 

Şıh Ömer, yanındaki müritleriyle farklı ve kestirme yoldan Anamur'a ulaşır ve fetih için yöre halkının görüşlerini alır. Akşam kaleyi kuşatmak için gündüz hazırlıklarını tamamlar. Kale korsanların elindedir. Bu korsanlar gemileri ile Akdeniz'de vurgunculuk yapmakta, bölge halkından da haraç alarak yaşamakta. Yerli halk bunlardan bıkmasına rağmen elinden bir şey gelmediğini beyan ederek Şıh Ömer'le birlikte hareket etmeye karar verir. Akşam olunca korsanlar kalenin kapılarını kapatır ve eğlenmeye başlar. Kale önünde açılan sur ve köprünün kaldırılması ile tam bir emniyet yeridir. Denizden zaten girme imkânı yoktur.
 

Kendilerini emniyette sanan korsanların eğlenceleri arasında surların mazgallarındaki nöbetçilerin "Geliyorlar" sesleri bir anda müzik seslerini keser. Borazan çalınır ve silahını kapan korsanlar surlara koşar. Gördükleri manzara korkunçtur. Denizden ve karadan binlerce ışık kaleye doğru gelmektedir. Kale dört bir taraftan kuşatılmıştır. Korsanlar, kalenin dibinden burçlara doğru yankılanan "Teslim olun. Teslim olmazsanız taş üstünde taş, baş üstünde baş kalmayacaktır" şeklindeki sözlerle iyice irkilirler.
 

Korsanlar gelen sesin tok ve sert olmasından dolayı kalenin Türkler tarafından kuşatıldığını anlarlar ve canlarını kurtarmak için teslim olmaya karar verirler.
Çünkü çıra tutup aydınlatanlar binlerce olduğuna göre, onların yanındaki asker sayısı acaba ne kadardır?
 

Teslim olmaktan başka çarelerinin olmadığına, elçi gönderip komutana kaleyi teslim edeceklerini kararlaştırırlar. Kale ile bağlantıyı sağlayan köprü yere bırakılır. Kale kapısı açılır. Korsanlar yanında müritleri ve yerli halk olan Şıh Ömer'le konuştuktan sonra kalenin anahtarını verip oradan uzaklaşırlar.
 

Karanlık gecede, keçi sürülerinin boynuzlarına çıra bağlayıp bunları ateşleyerek karadan salan, manda sürülerinin boynuzlarına da çıra bağlayıp ateşleyerek denizden salan ve bir anda kalenin etrafını binlerce asker tarafından kuşatmış intibaını uyandıran Şıh Ömer, sabah müritleri ile birlikte Anamur Kalesi'nin anahtarını alarak kıyıya gelmeye çalışan Selçuklu Ordu Komutanı Müberzeddin Ertokuş beye verir.
 

Anahtarı görünce şaşıran Selçuklu Ordu Komutanı Ertokuş Bey, ordusuyla yeni bir kale yapılmasını sağlar ve kıyı şeridinde bütün topraklar fethedilir. Yöre halkı, Selçuklu' nun sağladığı güvenlik sayesinde huzurla yaşamaya başlar.


 

   

  Başa Dön 

Yazdır

 
 
 
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır [Çınar Arıkan]