ANAMUR'UN SESİ
"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek Sesi..."
arama   site haritası
 

 

ANAMUR
Tarihçe
    - Anamurium'dan Anamur'a
    - Anamur ve Türkler
    - Anamur'un Fethi (Şıh Ömer)
    - Anamur'a Yerleşen Oğuz
      Boyları
Coğrafi Durum
Yönetim
Turizm ve Tarım

 

ANAMUR'UN TARİHÇESİ


Anadolu tarih boyu büyük medeniyetlerin beşiği ve odak noktası olmuştur. Birçok kültür Anadolu toprağından gelip geçerken kendine ait birçok eseriyle izler bırakmıştır.

 

Anamur, üzerinde kurulan medeniyetlerle Anadolu'nun bir parçası olmuş, eski, yeniçağların eserleri ile dolmuş şirin bir Akdeniz şehri olmayı tarih boyunca sürdürmüştür.

 

Anamur'un adı latince Namur kelimesinden gelmektedir. Zamanla adı Namurium, Anarnurium, Anemurium, Anamur olmuştur. Anemurium kelimesi Lâtin dilinde "Anem burun; Ourium, rüzgâr" anlamına gelmektedir.Bu iki Lâtince kelimenin anlamı tek kelime halinde birleştirildiği zaman RÜZGÂRLI BURUN olmaktadır.

 

Anamur tarihin ilk devirlerinde Kilikya bölgesinin içinde yer almıştır. Anadolu tarihi boyunca çeşitli kültürlerin yaşadığı Kilikya bölgesinde günümüzden binlerce yıl önce Luviler, Arzavalar, Klikyalılar, Kueler, Kızvatnalılar, Selefkozlar, Romalılar, Bizanslılar, Araplar yaşamışlardır. Türk Devletlerinin Anadolu üzerindeki hâkimiyetlerinin başlaması ile de Oğuzların, Selçukluların ve Osmanlıların hâkimiyetine girmiştir.

 

İlkçağda Anamur Kilikya'nın bir liman şehri idi. Hitit Kralı 4. Tuthaliya (M.Ö. 1250-1230) zamanında kendisinin himayesine sığman Mattuvatta'ya Anamur'u vermiş, Muttavatta da Hititlerin zayıflamasından yararlanarak Anamur'dan Afyon'a kadar uzanan bir prenslik kurmuştur. Daha sonra Anamur İsaria (İzorya) ya katılmış, Romalılar devrinde özellikle ticaret alanında gelişmiştir. Roma İmparatoru Calicula (M.S. 37-41) tarafından Kommegene Kralı 4. Antiochos'un yönetimine verilmiştir. (Bu prensliğin sınırları Ayaş'tan Konya'ya kadar uzanırdı).

 

Anamur'da yapılan kazılardan ve çeşitli yerlerde bulunmuş paralardan, eski eserlerden bu tarihi bilgileri kesin olarak anlıyoruz. Kral Titus'tan (M.S. 79-81) Valevianus'a (M.S. 253-259) kadar gelip geçmiş Roma imparatorlarının resimlerini de bilhassa Anamurium da yapılan kazıların neticesinde çıkan paralardan görüyoruz. Romalılardan Bizanslılara geçen Anamur, Bizanslılar zamanında yeniden tamir edilmiştir.

 

Hükümet merkezi Konya olan Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat, ünlü kumandanlarından Mübarezeddin Ertokuş Beyi kıyı şeridinin alınmasına memur etmiş ve Ertokuş beyde 1228 yılında Anamur'u zaptetmiştir.

 

Halk arasında yaygın bir zapt name hikâyesi şöyle anlatılmaktadır: Ertokuş bey içel ilinin Gülnar ilçesi üzerinden Anamur'u fethetmeye giderken Gülnar'ın Şıh Ömer köyünde konaklar. Köyün ileri gelenlerinden ve köye adını veren Şıh Ömer Selçuklu kumandanım misafir eder. Onu ve askerlerini kendi pişirdiği yemekler ve yiyeceklerle doyurur. Bunda bir hikmeti ilâhi olduğunu sezen Kumandan Ertokuş Bey, Şıh Ömer'e kendisi ile beraber gelmesini ister. O da bu daveti kabul eder. "Yalnız ben sizden biraz sonra geleceğim, siz şimdilik yolunuza devam edin" der. Ertokuş Bey askerleri ile birlikte yola koyulur. Fakat Şıhömer kendisine yetişemeyince buna biraz içerler. "Demek bana yalan söyledi" diye düşünmekten kendini alamaz.

 

Şıh Ömer ise daha kısa bir yoldan ve süratle Anamur'a gelir. Bir gecede keçi sürülerinin boynuzlarına çıra (mum) yakıp karadan salar, manda sürülerinin boynuna da çıra (mum) yakıp denizden salar. Anamur Kalesindeki korsanlar bunun bir kuşatma olduğunu sanıp hemencecik teslim olurlar. Kale anahtarını teslim alan Şıh Ömer geri döner. Bozyazı ilçesi yakınlarında Selçuklu kumandanı Ertokuş beyle karşılaşırlar. Anamur kalesinin anahtarlarını teslim eder. Bu duruma daha da şaşıran Ertokuş bey, Şıhömer'e biraz daha saygılı davranır. Kalenin anahtarını alıp orada konaklar. Şimdiki Softa kalesini yaptırır. (Bu kale Bozyazı ilçesinin doğusunda ve yüksekçe bir tepe üzerindedir). Kıyıda baş alınması gerekli yerleri ülkeye katar ve gider.

 

Selçuklulardan sonra Karamanoğullan'nın eline geçen Anamur 1859 yılında Osmanlı idare teşkilâtında müdürlük, 1869 yılında kaymakamlık olmuştur. Anamur 1869 yılında Kaymakamlık olarak merkez, bugünkü Nasrettin köyünde idi. Ancak zamanın beyleri idarenin kendi işlerine karışmaması için Kaymakamlık merkezini şimdiki Çorak denilen yere taşıttırmışlardır. Çorak'ta o zaman Rumlar yaşamakta idi. Ancak Rumların buraları terketmeleri üzerine onlardan kalan bir kilise yıkılarak, bugünkü hükümet merkezi inşa edilmiş ve artık Anamur buraya kurulmuştur. Bu arada idare merkezinin Mamure Kalesi yakınlarına taşınması için yapılan girişimler sonuçsuz kalmıştır.

 

TÜRKLER VE ANAMUR
 

Türklerin Anamur'a gelişleri 11-12. asra dayanır. Anamur'a yerleşen Türk boyları Oğuzlar'ın Yiva (Yuva) boyuna mensuptur. Prof.Dr. Faruk Sümer, Oğuzlar isimli eserinin 367. sayfasında bu konuyu şöyle açıklar: "II. Beyazid devrinde İç-il'deki büyük teşekküllerden biri de Yiva oymağı idi. Bu oymak Iç-il'deki diğer birçok teşekküller gibi tamamen köylerde yerleşmiş olmakla beraber oymak teşkilatını henüz muhafaza etmektedir. Bu oymağın adı bazen Yıvalı olarak da yazılıyor. İç-İl Yıvalarının Büyük Yıva ve Küçük Yıva olmak üzere iki büyük kola ayrıldığı görülüyor. Büyük Yıva Kolu eski Gülnar ile Anamur arasındaki Aksaz adlı yörede toplu bir halde yerleşmişlerdir. Küçük Yıva kolu da yine toplu bir halde Anamur'un kuzey ve batısındaki topraklarda yurt tutmuştur. Bu ikinci kola mensup bazı oymaklar Anamur kasabasında da yerleşmişlerdir. Ayrıca Büyük Yıva ve Küçük Yıva adlı iki köy olup, bu köylerin her ikisi de Küçük Yıva toprağında bulunuyordu. Bu köylerin kolların başında bulunan ailelerin oturdukları yerler olduğu anlaşılıyor. II. Bayezid devrinde Büyük Yıva koluna ait kırk kadar köy gösteriliyor ki, bunların bir kısmı adlarını) zamanımıza kadar muhafaza etmişlerdir. Küçük Yıvalar ise Anamur kasabasından başka 14 köyde yerleşmişlerdir.

I. Bayezid devrinde iç-İl bölgesindeki başlıca oymakların taşıdıkları adlar bu oymakların başında bulunan ailelerin de adlarıydı. Boz-Doğan Oğulları, Turgut-Oğulları, Hoca-Yunus- Oğulları, Îğdir- Oğulları, Beğ-Dili Oğulları ve nihayet Yıva- Oğulları. Yiva-Oğullarından adları tesbit edilebilen şahıslar şunlardır: Hüseyin Beğ, Ali Beğ, Mehmed Beğ, Alâaddin Beğ. Bunlardan Hüseyin Beğ, Büyük-Yıva köyünde bir cami yaptırmış ve bunun içinde bir vakıf tesis etmiştir. Yine bunlardan Paşa Beğ Kazancılar Köyünde Ahî Seyyidî adlı bir şeyh adına Zaviye yaptırmıştır. Alâuddin ve Mehmed adlı Yıva Beğleri de II. Bayezid devrinde tımar sahibi idiler. Pır Ali adlı bir kimsenin de Yıva oğullarının atadan dededen (emen an cedd) kethüdası olduğu için avânz-ı divâniye ve tekâlifi örfiyyeden muaf olduğunu da biliyoruz."

 

Anamur'a gelen Oğuz ailesi Oğuzların Üç Oklar Boyunun Denizhan Koluna dayanır. Buradaki halk 1235 yılında Gülnar (Anaypazarı) üzerinden gelerek yerleşmiştir. Bu boy Orta Asya'nın Balkas Gölü kıyılarında bulunan Gülnar isimli bir kasabadan gelmiştir. Boyun başındaki Yahşi Bey Anadolu'da Araplar tarafından öldürülür. Oymağın başına Yahşi Bey'in kızı Gülnar Hatun geçer. Onun da Larende (Karaman) dolaylarında Arap fedaileri tarafından öldürülmesi üzerine oymak Göksu'nun batı yakasına Zeyne dolaylarına yerleşir. Burada kalabalıklaşan ve çevreye sığmayan halk ekonomik şartların ve sosyal şartların da gereği olarak Anaypazarı'na yerleşir. Hayvancılığa elverişli olan bu yörede de seneler geçtikçe sıkışma olur. Bunun neticesi olarak Gülnar Hatun'un ana tarafı (Büyük Keçeli-Büyük Eceli) adıyla Ovacık'a, baba tarafı da Bozdoğan ismiyle Anamur'a yerleşir. Anamur'a ilk gelen Türkler bunlardır. Bozdoğanlar Anamur'daki Kıbrıslı Firenkleri kovarak yeni gelen başka oymaklarla birleşip Nurebinsaadettin isimli bir zatın riyasetine girdiler. I. Alaaddin zamanında da burası Karamanoğulları'nın hâkimiyetine girdi ve hızla büyümeye başladı. Teoman Zeki "İçel Mektubu" sayfa 17 de ve Mustafa Türker "Mersin'in Yer Notlan" isimli eserlerinde bu noktaları belirtir. Hatta Gülnar adının Gülnar Hatun'un ismine dayandığı da bu iki yazarca da kabullenilir.

 

Anamur 1804 yılına kadar beyliklerle idare edildi, 1804'de Osmanlı idare teşkilatında vilayetler meydana getirildiği zaman Mut, Gilindire ve Ermenek'ten teşkil edilen sancağa dahil edilerek Konya'ya bağlanmıştır. Bu nedenle Anamur'un kayıt ve tapu işleri Ermenek'te yapılmıştır. Çünkü o zamanlar bu sancağın merkezi şimdiki Ermenek (Elmanak) idi. 1811 yılında bu sancak Konya'dan alınarak merkezi Silifke olmak üzere ayrılmıştır. Anamur 1859 yılında Nasrettin Köyünde merkez teşkilatı kurulan bir müdürlük, 1869 yılında da Kaymakamlık olmuştur. Zamanın beyleri İşlerine idarecileri karıştırmamak için Kaymakamlığın şimdiki yerine, o zaman Çorak adı ile anılan mevkiye kurulmasını istemiştir. Hatta Kaymakamlığın Mamure Kalesi'nde kurulması için çalışmalar da yapılmıştır. Ancak bu çalışmalar gerçekleşmemiş, Anamur'un merkezi Çorak mevkiine kalmıştır. Yöre halkı Anamur merkezine şehir demez, hâla Çorak der.

(Bu metin sitemizin kurucusu Çınar ARIKAN'ın hazırlanmasında komisyon başkanlığı yaptığı "Anamur 91" kitabından aktarılmıştır.)
 
   

  Başa Dön 

Yazdır

 
 
 
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır [Çınar Arıkan]