ANAMUR'UN
TARİHÇESİ
Anadolu tarih boyu büyük medeniyetlerin
beşiği ve odak noktası olmuştur. Birçok
kültür Anadolu toprağından gelip
geçerken kendine ait birçok eseriyle
izler bırakmıştır.
Anamur, üzerinde kurulan medeniyetlerle
Anadolu'nun bir parçası olmuş, eski,
yeniçağların eserleri ile dolmuş şirin
bir Akdeniz şehri olmayı tarih boyunca
sürdürmüştür.
Anamur'un adı latince Namur kelimesinden
gelmektedir.
Zamanla adı Namurium,
Anarnurium, Anemurium, Anamur olmuştur.
Anemurium kelimesi Lâtin dilinde "Anem
burun; Ourium, rüzgâr" anlamına
gelmektedir.Bu iki Lâtince kelimenin
anlamı tek kelime halinde
birleştirildiği zaman RÜZGÂRLI BURUN
olmaktadır.
Anamur tarihin ilk devirlerinde Kilikya
bölgesinin içinde yer almıştır. Anadolu
tarihi boyunca çeşitli kültürlerin
yaşadığı Kilikya bölgesinde günümüzden
binlerce yıl önce Luviler, Arzavalar,
Klikyalılar, Kueler, Kızvatnalılar, Selefkozlar, Romalılar, Bizanslılar,
Araplar yaşamışlardır. Türk
Devletlerinin Anadolu üzerindeki
hâkimiyetlerinin başlaması ile de
Oğuzların, Selçukluların ve Osmanlıların
hâkimiyetine girmiştir.
İlkçağda
Anamur Kilikya'nın bir liman şehri idi.
Hitit Kralı 4. Tuthaliya (M.Ö.
1250-1230) zamanında kendisinin
himayesine sığman Mattuvatta'ya Anamur'u
vermiş, Muttavatta da Hititlerin
zayıflamasından yararlanarak Anamur'dan
Afyon'a kadar uzanan bir prenslik
kurmuştur. Daha sonra Anamur İsaria
(İzorya) ya katılmış, Romalılar devrinde
özellikle ticaret alanında gelişmiştir.
Roma İmparatoru Calicula (M.S. 37-41)
tarafından Kommegene Kralı 4.
Antiochos'un yönetimine verilmiştir. (Bu
prensliğin sınırları Ayaş'tan Konya'ya
kadar uzanırdı).
Anamur'da yapılan kazılardan ve çeşitli
yerlerde bulunmuş paralardan, eski
eserlerden bu tarihi bilgileri kesin
olarak anlıyoruz. Kral Titus'tan (M.S.
79-81) Valevianus'a (M.S. 253-259) kadar
gelip geçmiş Roma imparatorlarının
resimlerini de bilhassa Anamurium da
yapılan kazıların neticesinde çıkan
paralardan görüyoruz. Romalılardan
Bizanslılara geçen Anamur, Bizanslılar
zamanında yeniden tamir edilmiştir.
Hükümet merkezi Konya olan Selçuklu
Hükümdarı Alaaddin Keykubat, ünlü
kumandanlarından Mübarezeddin Ertokuş
Beyi kıyı şeridinin alınmasına memur
etmiş ve
Ertokuş beyde 1228 yılında
Anamur'u zaptetmiştir.
Halk arasında yaygın bir zapt name
hikâyesi şöyle anlatılmaktadır:
Ertokuş
bey içel ilinin Gülnar ilçesi üzerinden
Anamur'u fethetmeye giderken Gülnar'ın
Şıh Ömer köyünde konaklar. Köyün ileri
gelenlerinden ve köye adını veren Şıh
Ömer Selçuklu kumandanım misafir eder.
Onu ve askerlerini kendi pişirdiği
yemekler ve yiyeceklerle doyurur. Bunda
bir hikmeti ilâhi olduğunu sezen
Kumandan Ertokuş Bey, Şıh Ömer'e kendisi
ile beraber gelmesini ister. O da bu
daveti kabul eder. "Yalnız ben sizden
biraz sonra geleceğim, siz şimdilik
yolunuza devam edin" der. Ertokuş Bey
askerleri ile birlikte yola koyulur.
Fakat Şıhömer kendisine yetişemeyince
buna biraz içerler. "Demek bana yalan
söyledi" diye düşünmekten kendini
alamaz.
Şıh Ömer ise daha kısa bir yoldan ve
süratle Anamur'a gelir. Bir gecede keçi
sürülerinin boynuzlarına çıra (mum)
yakıp karadan salar, manda sürülerinin
boynuna da çıra (mum) yakıp denizden
salar. Anamur Kalesindeki korsanlar
bunun bir kuşatma olduğunu sanıp
hemencecik teslim olurlar. Kale
anahtarını teslim alan Şıh Ömer geri
döner. Bozyazı ilçesi yakınlarında
Selçuklu kumandanı Ertokuş beyle
karşılaşırlar. Anamur kalesinin
anahtarlarını teslim eder. Bu duruma
daha da şaşıran Ertokuş bey, Şıhömer'e
biraz daha saygılı davranır. Kalenin
anahtarını alıp orada konaklar. Şimdiki
Softa kalesini yaptırır. (Bu kale
Bozyazı ilçesinin doğusunda ve yüksekçe
bir tepe üzerindedir). Kıyıda baş
alınması gerekli yerleri ülkeye katar ve
gider.
Selçuklulardan sonra Karamanoğullan'nın
eline geçen Anamur 1859 yılında Osmanlı
idare teşkilâtında müdürlük, 1869
yılında kaymakamlık olmuştur. Anamur
1869 yılında Kaymakamlık olarak merkez,
bugünkü Nasrettin köyünde idi. Ancak
zamanın beyleri idarenin kendi işlerine
karışmaması için Kaymakamlık merkezini
şimdiki Çorak denilen yere
taşıttırmışlardır. Çorak'ta o zaman
Rumlar yaşamakta idi. Ancak Rumların
buraları terketmeleri üzerine onlardan
kalan bir kilise yıkılarak, bugünkü
hükümet merkezi inşa edilmiş ve artık
Anamur buraya kurulmuştur. Bu arada
idare merkezinin Mamure Kalesi
yakınlarına taşınması için yapılan
girişimler sonuçsuz kalmıştır.
TÜRKLER
VE ANAMUR
Türklerin Anamur'a gelişleri 11-12. asra
dayanır. Anamur'a yerleşen Türk boyları
Oğuzlar'ın Yiva (Yuva) boyuna mensuptur.
Prof.Dr. Faruk Sümer, Oğuzlar isimli
eserinin 367. sayfasında bu konuyu şöyle
açıklar: "II. Beyazid devrinde
İç-il'deki büyük teşekküllerden biri de
Yiva oymağı idi. Bu oymak Iç-il'deki
diğer birçok teşekküller gibi tamamen
köylerde yerleşmiş olmakla beraber oymak
teşkilatını henüz muhafaza etmektedir.
Bu oymağın adı bazen Yıvalı olarak da
yazılıyor.
İç-İl Yıvalarının Büyük Yıva
ve Küçük Yıva olmak üzere iki büyük kola
ayrıldığı görülüyor.
Büyük Yıva Kolu
eski Gülnar ile Anamur arasındaki Aksaz
adlı yörede toplu bir halde
yerleşmişlerdir. Küçük Yıva kolu da yine
toplu bir halde Anamur'un kuzey ve
batısındaki topraklarda yurt tutmuştur.
Bu ikinci kola mensup bazı oymaklar
Anamur kasabasında da yerleşmişlerdir.
Ayrıca Büyük Yıva ve Küçük Yıva adlı iki
köy olup, bu köylerin her ikisi de Küçük
Yıva toprağında bulunuyordu. Bu köylerin
kolların başında bulunan ailelerin
oturdukları yerler olduğu anlaşılıyor.
II. Bayezid devrinde Büyük Yıva koluna
ait kırk kadar köy gösteriliyor ki,
bunların bir kısmı adlarını) zamanımıza
kadar muhafaza etmişlerdir. Küçük
Yıvalar ise Anamur kasabasından başka 14
köyde yerleşmişlerdir.
I. Bayezid devrinde iç-İl bölgesindeki
başlıca oymakların taşıdıkları adlar bu
oymakların başında bulunan ailelerin de
adlarıydı. Boz-Doğan Oğulları,
Turgut-Oğulları, Hoca-Yunus- Oğulları,
Îğdir- Oğulları, Beğ-Dili Oğulları ve
nihayet Yıva- Oğulları.
Yiva-Oğullarından adları tesbit
edilebilen şahıslar şunlardır: Hüseyin
Beğ, Ali Beğ, Mehmed Beğ, Alâaddin Beğ.
Bunlardan Hüseyin Beğ, Büyük-Yıva
köyünde bir cami yaptırmış ve bunun
içinde bir vakıf tesis etmiştir. Yine
bunlardan Paşa Beğ Kazancılar Köyünde
Ahî Seyyidî adlı bir şeyh adına Zaviye
yaptırmıştır. Alâuddin ve Mehmed adlı
Yıva Beğleri de II. Bayezid devrinde
tımar sahibi idiler. Pır Ali adlı bir
kimsenin de Yıva oğullarının atadan
dededen (emen an cedd) kethüdası olduğu
için avânz-ı divâniye ve tekâlifi
örfiyyeden muaf olduğunu da biliyoruz."
Anamur'a
gelen Oğuz ailesi Oğuzların Üç Oklar
Boyunun Denizhan Koluna dayanır.
Buradaki halk 1235 yılında Gülnar
(Anaypazarı) üzerinden gelerek
yerleşmiştir. Bu boy Orta Asya'nın
Balkas Gölü kıyılarında bulunan Gülnar
isimli bir kasabadan gelmiştir. Boyun
başındaki Yahşi Bey Anadolu'da Araplar
tarafından öldürülür. Oymağın başına
Yahşi Bey'in kızı Gülnar Hatun geçer.
Onun da Larende (Karaman) dolaylarında
Arap fedaileri tarafından öldürülmesi
üzerine oymak Göksu'nun batı yakasına
Zeyne dolaylarına yerleşir. Burada
kalabalıklaşan ve çevreye sığmayan halk
ekonomik şartların ve sosyal şartların
da gereği olarak Anaypazarı'na yerleşir.
Hayvancılığa elverişli olan bu yörede de
seneler geçtikçe sıkışma olur. Bunun
neticesi olarak Gülnar Hatun'un ana
tarafı (Büyük Keçeli-Büyük Eceli) adıyla
Ovacık'a, baba tarafı da Bozdoğan
ismiyle Anamur'a yerleşir. Anamur'a ilk
gelen Türkler bunlardır. Bozdoğanlar
Anamur'daki Kıbrıslı Firenkleri kovarak
yeni gelen başka oymaklarla birleşip
Nurebinsaadettin isimli bir zatın
riyasetine girdiler. I. Alaaddin
zamanında da burası Karamanoğulları'nın
hâkimiyetine girdi ve hızla büyümeye
başladı. Teoman Zeki "İçel Mektubu"
sayfa 17 de ve Mustafa Türker "Mersin'in
Yer Notlan" isimli eserlerinde bu
noktaları belirtir. Hatta Gülnar adının
Gülnar Hatun'un ismine dayandığı da bu
iki yazarca da kabullenilir.
Anamur 1804 yılına kadar beyliklerle
idare edildi, 1804'de Osmanlı idare
teşkilatında vilayetler meydana
getirildiği zaman Mut, Gilindire ve
Ermenek'ten teşkil edilen sancağa dahil
edilerek Konya'ya bağlanmıştır. Bu
nedenle Anamur'un kayıt ve tapu işleri
Ermenek'te yapılmıştır. Çünkü o zamanlar
bu sancağın merkezi şimdiki Ermenek
(Elmanak) idi. 1811 yılında bu sancak
Konya'dan alınarak merkezi Silifke olmak
üzere ayrılmıştır. Anamur 1859 yılında
Nasrettin Köyünde merkez teşkilatı
kurulan bir müdürlük,
1869 yılında da
Kaymakamlık olmuştur.
Zamanın beyleri
İşlerine idarecileri karıştırmamak için
Kaymakamlığın şimdiki yerine, o zaman
Çorak adı ile anılan mevkiye kurulmasını
istemiştir. Hatta Kaymakamlığın Mamure
Kalesi'nde kurulması için çalışmalar da
yapılmıştır. Ancak bu çalışmalar
gerçekleşmemiş, Anamur'un merkezi Çorak
mevkiine kalmıştır. Yöre halkı Anamur
merkezine şehir demez, hâla Çorak der.
(Bu metin sitemizin kurucusu Çınar
ARIKAN'ın hazırlanmasında komisyon
başkanlığı yaptığı "Anamur 91"
kitabından aktarılmıştır.)
|