"AKİF
ya da GÖKALP, BAYTAR MI KALSALARDI?
Dostlar uyarıyorlar;
“Devlet
memurusun. Yazdıkların başını ağrıtır.
Sıkıntıya girersin sonra”.
“Takdir ediyoruz ama… Memursun memur kal
sen, yine de”.
Nasıl yani?
“Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım”
“Sakın hakkım var deme, hak yok vazife
vardır”
“Âleme nasılsa sana da öyle…”
“Âlemi sen mi düzeltecek, memleketi sen mi
kurtaracaksın?”
“Bu kadar yazdın da ne değişti sanki?”
***
Naçizane tavsiyemiz odur ki;
Kimse bildiğinin üstüne kapanmasın.
“İçindeki yazarı uyandırsın”
Yerinde, zamanında, dozunda, kalemini
bükmeden, sansürsüz, saygı sınırı içinde
teşhir etsin, olup biteni yazıya döksün…
İhtiyacı var çünkü bu ülkenin, bu milletin
buna, her zamankinden çok.
Ne ciğerler, ne kedilere emanet edilmiş
durumda, görüldüğü gibi.
Yazana bakma sen, yazdırana bak işte bu
yüzden.yalana..
05.10.2009 tarihinde anamurunsesi.com
yazdı.
____________________________________________________________________________
"AKİF
ya da GÖKALP, BAYTAR MI KALSALARDI?
Dostlar uyarıyorlar;
“Devlet memurusun. Yazdıkların
başını ağrıtır. Sıkıntıya girersin sonra”.
“Takdir ediyoruz ama… Memursun memur kal
sen, yine de”.
Nasıl yani?
“Gözlerimi kaparım vazifemi
yaparım”
“Sakın hakkım var deme, hak yok vazife
vardır”
“Âleme nasılsa sana da öyle…”
“Âlemi sen mi düzeltecek, memleketi sen mi
kurtaracaksın?”
“Bu kadar yazdın da ne değişti sanki?”
“Âleme pişmişse sana da soğumuş”
“Görmedim, duymadım bilmiyorum… “ gibi
mesela.
***
Necip Fazıl üstat; kendisine ışık ve hız
verenin “düşmanı” olduğunu, onunla
bilendiğini söylüyor asıl.
“Düşmanım sen benim ışığım ve
hızımsın. Gündüz geceye muhtaç, bana da
sen lazımsın” diyerek.
Kıyas gibi anlaşılmasın, üstada hak
vermekle beraber bana hız ve ışık olansa,
dostlarımız. Onların tespitleri,
teşvikleri, takdirleri…
Sermayemiz bir o. Okunuyor olmak, öyle
olduğunu görmek.
İşte bir bunun için yazmaya devam,
bedeline razı olarak.
***
Şimdi birinci kısımdaki dostların
uyarılarını dikkate aldık diyelim,
köşemize çekildik. Dururken dururken
günümüz doldu, emekliliği de hak ettik. O
zaman mı yazacak o güne kadar kalem
tutmamış eller?
Olmaz da, oldu diyelim haydi, “kim okur,
kim dinler ki varak-ı mührü vefayı?” o
saatten sonra.
“Kötü huyu adet edinme yerleşir,
kökleşir” buyuruyor Hz. peygamber.
Şüphe yok ki, emekli olana kadar okumamış
yazmamış birinin -istisnaları olsa da-
bundan sonra bu alışkanlığı edinmesi hayat
tarzını değiştirmesi zor.
Emekli olana kadar olamayan emekli olunca
mı ilham olunacak?
Yine Peygamber buyuruyor;
“Dağların yer değiştireceğine inan,
insanların huy değiştireceğine inanma”
diye.
Bu durumdakileri bekleyen akıbeti diyelim
hoşgörünüze sığınarak;
•Yemekhane,
•Abdesthane,
•Kahvehane,
•Yatakhane…
O güne kadar olageldiği gibi yani.
Bu mutat dışına çıkacaklarımız olursa da
bağışlasınlar. (Tarımla toprakla ya da
başka meşguliyetlerle dünyalarını kurmuş
bir şeyler üretmeye devam edenlerimizi
istisna tutarak tabi)
***
İğneyi kendimize batıralım şimdi.
Yazmayalım da kimler yazsınlar peki?
Bir eğitimciden bunu istemekle Akif’e ya
da Gökalp’e “baytarsın sen baytar kal”
demek arasında ne fark var?
Elini şakağına koyup düşünmeye sorumuza
cevap vermeye davet ediyoruz şimdi
“memura yazmak düşmez” deyip buna
cevaz vermeyenlerimizi.
M.Akif, Z.Gökalp baytar mı kalsalardı,
yazmasalardı da?
Öyle mi tanısaydık onları?
Ne gibi bir boşluk doğardı fikir ve
edebiyat dünyamızda hafazanallah o zaman?
Cevabı yine de “evet” olana da bir
sözümüz yok elbet.
Dememiz o ki;
Yazma işi sahibinin sesi yazarlara
bırakılmayacak kadar hayatidir.
Naçizane tavsiyemiz odur ki;
Kimse bildiğinin üstüne kapanmasın.
“İçindeki yazarı uyandırsın” Yerinde,
zamanında, dozunda, kalemini bükmeden,
sansürsüz, saygı sınırı içinde teşhir
etsin, olup biteni yazıya döksün…
İhtiyacı var çünkü bu ülkenin, bu milletin
buna, her zamankinden çok.
Ne ciğerler, ne kedilere emanet edilmiş
durumda, görüldüğü gibi.
Yazana bakma sen, yazdırana bak işte bu
yüzden.yalana..
Osman ERENALP
Ankara/Ekim-2009
OSMAN ERENALP'İN ÖNCEKİ YAZILARI İÇİN
TIKLAYINIZ: |
-YALANI NE DOĞRU YAPMAZ?
-“TÜRKLÜK”
HARAÇ-
MEZAT
-"Taraf"
MEDYA
-“AZ,
BİRAZ AÇALIM”
-DERSHANELER, TERSANELER…
-“SAYALIM BAKALIM”
-Yer Adları
-GÜNDEM ”AÇILIM”
-AKYURT TOKİ İLKÖĞRETİM…
-SON ORDU
-TEBDİL-İ
KIYAFET
-Uygur
Türkleri ve Uygar Türkler
-BARAT HACI
-ÇİN İŞKENCESİ
-MAYMUN
İŞTAHI
______________________________________________________________
"Anamur'un ve
Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek
Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ
|