ANAMUR'UN SESİ
"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek Sesi..."
arama   site haritası
 

 

 

   “SORUN-SÖYLEYELİM…”

 

Dini, milli, tarihi ve kültürel konularda öğrenmek istediğiniz her şey… Sorularınız Eğitimci-yazarımız Gazi MERT tarafından cevaplandırılacak ve sitemizde sizin istekleriniz doğrultusunda yayımlanacaktır. İsminin açıklanmasını istemeyenlerin ismi de gizli tutulacaktır.

 

"S O R U L A R I N I Z I   B E K L İ Y O R U Z”

 

Sorularınız için:

 

e-posta adreslerimiz :
  
       1. g.mert33@hotmail.com
         
2. anamurunsesi@hotmail.com
    
     3. anamurunsesi@gmail.com
   
 Mektup :Gazi Mert. Güzelyurt mah.19 Mayıs Cad. No : 21 - ANAMUR
   
 Cep telefonu : 0 505 5911345

 

 26.12.2009'da www.anamurunsesi.com yazdı.


    SORUN-SÖYLEYELİM-6

 

Ankara’dan sayın Rıza ERTÜRK soruyor:

 

SORU : Ben tarihi filmleri çok seviyorum. Özellikle Mehter takımında davulların ve köslerin çalınması, savaş hazırlıkları, savaşa giderken en önde bulunan bayrak ve tuğ beni çok etkiliyor.

 

Çin filmlerinde de benzer tuğlara rastlıyoruz.

 

İslam ülkelerinde çevrilen filmlerde de tuğ var.

 

Benim merak ettiğim soru şu: Bu savaşlarda hem bayrak, hem tuğ bulunuyor.

 

Bayrağı biliyoruz.

 

Tuğ nedir? Bu bir dini ve milli alamet ve işaret midir?

 

CEVAP: Tuğ; Eski Türklerde “Hanlık” alâmeti olarak kullanılmıştır.

 

Önceleri dini merasimlerde kullanılmakta iken sonradan hâkimiyet alameti olarak kullanılmaya başlanmıştır.

 

Çinliler ibadet yerlerinde "Koruyucu ruh" olarak tuğ kullanmışlardır.

 

Tuğ; Türklerde İslam’dan önce kullanıldığı gibi İslamiyet’i kabul ettikten sonra da kullanılmıştır.

 

Osmanlılarda Tuğ'un apayrı bir yeri vardır.

 

Osmanlılarda Tuğ; Hükümdarlık, vezirlik, beylerbeylik, sancakbeylik alâmeti olarak kullanılmıştı.

 

Tuğ;at kuyruğu kıllarından yapılırdı.

 

At kuyruğundan alınan çok sayıdaki kıllar al renge boyandıktan sonra bunun tepesine beyaz ve siyah renkte ince kıllardan yapılan saçaklı başlık konurdu.

 

Saçaklı başlığın üzerine de bakırdan altın yaldızlı büyük bir top ve onun da üzerine bir hilâl yerleştirilirdi.

 

Top; güneşi, Hilâl; ayı, at kılları da güneşin ışınlarını temsil ederdi.

 

Tuğ , mızrak şeklinde bir sırığın ucunda taşınırdı.

 

Hemen-hemen atla savaşan bütün ülkelerde Tuğ'lara rastlanmaktadır.

 

Tuğlar, bayraklı ve bayraksız olmak üzere 2 kısım olarak kullanılmıştı.

 

Tuğlu bayraklar tepelerinde tuğu bulunan bayraklardır.

 

Tuğ; savaşlarda görüldüğü şekliyle çıplak bir gönderden ibaret değildir.

 

Bunlar turuncu ve al renkli kumaşlardan yapılmıştır.

 

Cengiz Han'ın beyaz tuğ kullandığı, Çinlilerin sarı renkli tuğ kullandıkları bilinmektedir.

 

Bayraksız tuğlar Osmanlılar tarafından da kullanılmıştır.

 

Göktürk Türklerinin tuğlarının başlıklarında filmlerde izlediğimiz şekliyle kurt başı olup kağanların Otağı'nın önüne dikilirdi.

 

Kırgızlar at veya öküz kuyruğu bağladıkları Tuğlarına “Töpük” demişlerdi.

 

Türkler, Çinliler ve o dönemde var olan milletler mızraklarının uçlarına tuğlar takarak savaşa giderlerdi.

 

Savaşlarda her komutan kendi rütbesine göre ayrı şekil ve sayıda tuğ kullanmışlardı.

 

Selçuklularda, Memluklularda, Timurlularda, Akkoyunlularda ve Osmanlılarda Tuğ'un çok önemli bir yeri vardı.

 

Osmanlılarda Padişah Tuğuna “Tuğ-u hümâyun” denirdi.

 

Osmanlılarda savaştan 60 gün önceden Padişah Tuğ’ları uygun yerlere dikilir ve bu Tuğ'lar savaş hazırlığı işareti sayılırdı.

 

Padişah savaşa giderken Tuğ-u hümayun’lar beraber götürülürdü.

 

Osmanlıların kullandığı diğer Tuğ’ları 16’ıncı yüzyılda baş tarafında bir yıldızlı top ile üzerinde gümüş hilâl bulunan bir sırığa ve topun alt kısmına takılmış uzun ve boyalı at kıllarından meydana gelmişti.

 

Tuğ; Mehter’lerde de görülmektedir.

 

Mehter’in tarihçesine göz atacak olursak Türk’lerin milattan önce ordu’da takım halinde müzik aletleri çaldıklarını görürüz.

 

Sekizinci yüzyılda yazılan ilk Türk belgesi olan Orhun kitabeleri, mehter’in atası olarak kabul edilen TUĞ takımından söz eder.

 

Kaşgarlı Mahmut’un on birinci yüz yılda yazdığı Divân-ü Lugât-üt Türk’de; Hakan’ın huzurunda mehter’an takımınca nevbet vurulduğu anlatılır.

 

“Nevbet vurmak” mehter takımı tarafından mehter müziği çalmak demektir.

 

Türklerin diğer milletlerden ayrı, kendine özgü bir müzik topluluğu bulunmaktaydı.

 

Bu topluluğa “Mehterân”, yaptıkları müziğe de “Mehter Müziği” denilmekteydi.

 

“Bulut kükredi, vurdu nevbet TUĞ. Şimşek çaktı, çekti Hâkan TUĞ’unu” diyen Türkler iç Asya’dan Anadolu’ya geleneklerini taşımışlar,egemenlik simgesi davul, bayrak ve Tuğ töresi Türk’ler aracılığıyla tüm İslam alemine yayılmıştır.

 

Karahanlılardan; Selçuklulara, İlhanlılardan; Memluklara ve Osmanlılara nevbet geleneği hep devam etmiştir.

 

Kayı boyundan Osman beye Anadolu Selçuklu Hükümdarı tarafından bağımsızlık fermanıyla beraber hâkimiyet sembolü olarak TUĞ ve DAVUL gönderilmişti.

 

Soruda bahsettiğiniz tarihi filmlerde Tuğ; tıpkı kös ve davul gibi askerleri heyecanlandıran ve başarıya götüren bir etken olarak yıllarca varlığını korumuştur.

 

Hoşça kalınız.

 

 

 

 

Gazi MERT
      Eğitimci/Yazar
    
 g.mert33@hotmail.com

_____________________________________________________________________________

 

"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ

   

  Başa Dön 

Yazdır

 
 
 
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır [Çınar Arıkan]